6 Haziran 2015 Cumartesi

TPB Onursal Başkanı Hasan Korkmazcan konuştu: "Günümüzde, AKP uygulamaları, 12 Mart 1971 Cuntacıları ile paralellik” taşıyor” dedi...

Hasan Korkmazcan, “AKP uygulamaları, 12 Mart 1971 Cuntacılarıyla “paralellik” taşıyor” dedi
Hasan Korkmazcan, “Bugün için yapılan AKP uygulamaları, 12 Mart 1971 dönemi Cuntacılarıyla “paralellik” taşıyor” dedi. 12 Mart Askeri Cuntasına karşı dik duran o dönemin kahramanı Hasan Korkmazcan; Cunta darbesinin 43. yıldönümünde Anayurt Gazetesi’ne açıklamalarda bulundu. Hasan Korkmazcan, yaptığı açıklamalarda:
PEKİ, TÜRKİYE'Yİ BU DURUMA KİMLER GETİRDİ?..
Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan süreçler ve çalkantılar konusunda devlet erkini elinde bulunduranları uyararak “Berfin Elvan’ın babasının Cumhurbaşkanı Gül tarafından komaya girdikten 268 gün sonra aranması, vatan sınırlarını beklerken 40 günlük evladının soğuktan donarak öldüğünün haberini alan bir baba; Peki, Türkiye’yi bu duruma kimler getirdi?” dedi.
Korkmazcan Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan süreçler ve çalkantılar konusunda devlet erkini elinde bulunduranları uyararak“Berfin Elvan’ın babasının Cumhurbaşkanı Gül tarafından komaya girdikten 268 gün sonra aranması, Güneydoğu’da bir babanın çocuğunun cenazesini sırtında taşıması, İşsizlikten 2 yaşında ki çocuğunun boğazına bıçak dayayan ve intihar etmeye teşebbüs eden baba, Vatan sınırlarını beklerken 40 günlük evladının soğuktan donarak öldüğünün haberini alan bir baba; Peki, Türkiye’yi bu duruma kimler getirdi? Hala koltuklarına yapışanları uyarıyorum sorumluluk ve görevini yapmanın karşılığını bulacaksınız” dedi.
Korkmazcan yaptığı açıklamada şunları söyledi: 
KADİM TÜRK DEVLETİNİN DEVAMI
“ Türkiye Cumhuriyeti Devleti kadim Türk Devletinin devamı olarak dimdik ayaktadır. Devlet yönetimini ele geçirenlerin tahribat, başarısızlık ve düzeysizliklerini hiç kimse devlete mal edemez.
Kendisini hukukun üstünde gören yönetimlerin bütün karar ve tasarrufları meşruiyetlerini kaybetmiş olduğu için tartışılır. Yasaları bağlayıcı görmeyen kamu görevlileri icraatlarıyla kendileri için suç kanıtı bırakıyorlar.12 Mart döneminin anti demokratik projeleri mecliste bilinçli direniş ve dik duruşla geçersiz kılınmıştır.AKP iktidarı demokrasi zemini dışına çıkmıştır. AK diye hazırlanan projenin ne kadar KARA olduğu ortaya çıkmış ve çökmüştür. Kendilerinden sorulacak olan hesabın dosyaları için suç belgeleri bırakmaya devam eden odakların artık Türkiye’nin geleceğinde yer alması mümkün değildir.
12 Eylül darbesiyle koordinatları Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı çizilmiş olan siyasi ve ekonomik saldırı artık gücünü kaybetmiştir. Artık Türk milletinin ülkeyi gizli işgalden , bölünmekten iç kargaşadan ve milli kültür, milli ahlak temellerine yönelik saldırılardan kurtarma zamanı gelmiştir. 
DEMOKRATİK PARTİ VE DARBE SÜRECİ
Milli güçlerin en az 12 Mart darbe sürecinde ki DEMOKRATİK PARTİ muhalefeti kadar etkin olabilme yeteneği ve gücü vardır.Çökmüş AKP rejiminin yerine milli iktidarı oluşturacak yolculuğa en kısa zamanda başlanılmalıdır.İşlevsizleştirilen devlet kurumları yeniden işlevsel hale getirilecektir.
Küresel güçlerin proje enstrümanı olmaktan TÜRK siyasi yapısı acilen çıkarılmalıdır. AKP iktidarının yarattığı oldu, bittiler geçersizdir.12 Mart Darbe Süreci ve AKP döneminde yaşanan Paralellikleri yüce Türk Milletinin dikkatine sunuyorum. Çıkış yolunu Türk Milleti Demokratik bilinciyle mücadele ederek gerçekleşecektir.”
Bundan 43 yıl önce 12 Mart 1971’de ne olmuştu?
Tam 43 yıl önce 12 Mart 1971’de Cunta darbesi yaşanmıştı. Cunta tarihe 12 Eylül askeri darbesi olarak geçen kanlı sürecin kapısını açmıştı. 1970’li yıllar milletin ekonomik sıkıntı çekilen ve gençler arasında kanlı çatışmaların yaşandığı yıllar olarak tarihe geçti. 
MAKSAT: 
MİLLİ SİYASİ GÜÇLERİ BASTIRMAK!..
12 Mart 1971’de şartları önceden hazırlanmış bir ASKERİ MÜDAHALE yapıldı. Müdahalenin amacı Türkiye’de yükselmekte olan MİLLİ SİYASİ güçleri bastırmaktı.
Bunun için 9 Mart’a hazırlık yapan sol tandanslı darbe senaryosu bahane edildi.Ancak meclis içinde oluşan bilinçli DEMOKRATİK DİRENİŞ ,12 Mart rejimini iki yılda çökertti..
12 Mart rejimi bu süreçte üç önemli karşı duruşuyla etkisizleştirildi.
1-TBMM ‘de bulunan DEMOKRATİK PARTİ gurup başkanvekili HASAN KORKMAZCAN muhtıracıların meşru olmadıklarını açıklayarak o tarihte Türkiye’yi sarsmıştı.
2-)Demokratik parti gurubunun muhalefeti cuntacıların istedikleri Anayasayı yapamamalarını sağladı. Bu süreç kısa sürede NİHAT ERİM hükümetinin istifasına yol açtı.
3-)Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde cuntanın adayının B planı olarak mevcut Cumhurbaşkanının görev süresinin uzatılması talebinin reddi 12 MART Cunta rejiminin sonu oldu.
Bu gelişmelerden sonra Türkiye’yi dönüştürmek isteyen güçler 12 EYLÜL 1980 darbesine kadar beklemek zorunda kaldı.
12 Eylül darbesiyle başlatılan milli devlete ve milli ekonomiye saldırı projesi günümüzde son oyunlarını sergilemektedir.
Bu kuşatmadan Milletin kendisi, demokratik bilince sahip milli güçlerin atılımıyla çıkacaktır.(PHA)

24 Nisan 2015 Cuma

HASAN KORKMAZCAN; AYRINTILI HAYAT HİKÂYESİ (ÖZGEÇMİŞ)

HASAN
KORKMAZCAN’IN ÖZGEÇMİŞİ
01.05.1941 tarihinde Tavas Aydoğdu Köyü’nde doğdu.
EĞİTİM
1953 yılında Aydoğdu Köyü İlkokulu’nu, 1960 yılında Isparta İmam Hatip Okulu’nu, 1962 yılında Denizli Lisesi’ni bitirdi. Şubat 1967’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Avukatlık stajını İstanbul Barosu’nda tamamladı.
GAZETECİLİK
1956-1962 Demokrat, Isparta, Mücadele, Yeni İnkılap gazetelerinde köşe yazarlığı ve yazı işleri müdürlüğünde bulundu. 1964-1969 yıllarında İstanbul’da Sabah Gazetesi haber müdürlüğü, Mavi Kırlangıç eğitim gazetesinde genel yayın müdürlüğü yaptı. 1979’da Zaman Gazetesi kurucuları arasında yer aldı. 1986-1991, 2002-2012 yıllarında Parlamento Dergisi’nin sahipliğini üstlendi.
AVUKATLIK VE KAMU
1968-1986 yıllarında İstanbul Barosu’na, 1986-1991 arasında Ankara Barosu’nda kayıtlı olarak serbest avukatlık yaptı. 1983-1988 Sümerbank Başhukuk Müşavirliği, Mannesman- Sümerbank A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği, Süti, Köyteks, Sümertaş ve Tofaş A.Ş. Yönetim Kurulu ve Murahhas üyeliklerinde bulundu.
SANAYİ VE İŞ HAYATI
1977-1991 yılları arasında Puro, Taciroğlu Holding, Yarın Yayıncılık, Fono Müzik A.Ş., Astay Holding, Opet  ve Ortay A.Ş. gibi özel kesim kuruluşlarında Yönetim Kurulu Başkanlığı, Üyeliği ve Murahhas Üyelik görevi yaptı.
SENDİKA YÖNETİCİLİĞİ
1983-1987 yıllarında Sümerbank İşveren Sendikası ve Kamu- İş İşveren Sendikasında kurucu yönetim kurulu üyeliğine seçildi.
ÇEVRE, KÜLTÜR-SANAT
1957-1960 yıllarında Isparta’da Orta Öğretim Gençliği Ağaçlandırma Teşkilatı (OGAT) kurucu ve genel başkanı, 1960-1962 yıllarında Tokat- Reşadiye’de Bereketli Ağaçlandırma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı olarak çevrecilik, sanat ve kültür çalışmaları organize etti.  Bereketli’de bölge kütüphanesi, çocuk korosu, köy tiyatrosu ve köy ormanı kurdu.
GENÇLİK KURULUŞLARI
1962-1965 yıllarında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Talebe Cemiyeti Başkanı ve Yüksek Öğrenim Gençliği Kıbrıs Mücadele Komitesi Başkanlığı görevlerine seç ildi.
SİYASET, PARLAMENTO VE DEVLET HİZMETİ
1969’da AP Denizli Milletvekili seçildi. 26 Haziran 1970’de AP’den ihraç edildi. Aralık 1970’de Demokratik Parti Kurucuları arasında yer aldı ve DP’nin ilk TBMM Grup Başkanvekili seçildi. 1973 seçimlerinde tekrar Denizli Milletvekili seçildi. 1977 seçimlerine kadar DP TBMM Grup Başkanvekilliği görevini  sürdürdü. 1977’de DP Genel Başkan Yardımcısı seçildi ve bu görevi DP’nin kapanışına kadar sürdürdü.
1971-1972 yıllarında Partilerarası Anayasa Komisyonu Başkanlığı yaptı.
1983 yılında Denizli’den Bağımsız Milletvekili Adayı oldu. MBK tarafından veto edildi.
1991 seçimlerinde ANAP’tan Denizli Milletvekili seçildi ve bu dönemde ANAP TBMM Grup Başkanvekilliği görevini yürüttü. 1995 seçimlerinde tekrar ANAP Denizli Milletvekili olarak TBMM’ye seçildi ve 20. Dönem süresince TBMM Başkanvekili, TBMM Kültür Sanat Yayın Kurulu Başkanı ve Partilerarası Uyum Komisyonu Başkanı olarak görev yaptı. Bu dönemde kanunlar gereği TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanı Vekili görevlerini de üstlendi.
ASKERLİK GÖREVİ
Askerlik görevini 1960-1962’de Tokat-Reşadiye Bereketli İlkokulu’nda ve Amasya Tugayında Yedek Subay Öğretmen-Teğmen olarak tamamladı.
PARLAMENTER KURULUŞLARI VE DIŞ GÖREVLER
1987’de Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanlığı’na seçildi. 1992 yılına kadar bu görevi sürdürdü. Daha sonra TPB görevini yönetim kuruluna seçilerek devam ettirdi. 2002 yılında tekrar TPB Genel Başkanı seçilen Korkmazcan Haziran 2012 tarihine kadar aralıksız olarak dört dönem daha bu göreve seçildi. 1988-2012 yılları arasında başlangıçta “Beşli Grup” daha sonra “Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği Ülkeleri Eski Parlamenterleri Birliği” adını alan Uluslararası Parlamenterler Örgütü’nün kurucuları arasına katıldı ve 2013’e kadar Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu. Korkmazcan 1991-1995 yılları arasında Parlamentolararası Birlik (Dünya Parlamentosu) Türk Delegasyonu üyesi olarak görev yaptı. Ayrıca iki dönem KEİPA ve Akdeniz Ülkeleri Parlamenterler Asamblesi’nde TBMM Heyet Başkanı olarak görev yaptı.
2007 yılında kurulan Uluslararası Parlamenterler Platformu’ nun (Türk ve İslam Dünyası Parlamenterlerinin sivil kuruluşu) Kurucu Başkanı olan Korkmazcan halen TPB Onursal Genel Başkanı ve Başkentliler Platformu Kurucular Kurulu Başkanı’dır.
AİLEVİ DURUMU
Korkmazcan, Refika Güldoğan Korkmazcan ile evlidir. İki kızı (Av. Selva Işık, Dr. Selcen Korkmazcan) ve iki torunu (Yağmur Işık, Yasemin Işık) vardır.

10 Nisan 2015 Cuma

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Korkmazcan AKP'ye üye yapılmış

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Korkmazcan AKP'ye üye yapılmış
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Korkmazcan, AKP’ye (bilgisi ve müsaadesi dışında, gıyaben, yasa, hukuk ve ahlâk dışı olarak) habersizce üye yapıldığını açıkladı.
Hasan Korkmazcan, "Bugün sizlere AKP güç algısını hangi yöntemlerle yaşatıldığının tipik bir örneğini sunacağım. AKP en güçlü ve büyük parti olmakla övünür. AKP’nin üye kayıtlarında bile her alandaki istatistik cambazlığına başvurduğunu bizzat tespit ettim. Zorunlu bir formaliteyi yerine getirirken hiçbir bilgim olmadığı halde AKP’ye üye kaydedilmiş olduğumu öğrendim. 1999 yılından beri oturduğum Gölbaşı’nda komşularımla her fırsatta görüşüp konuşmaktan mutluluk duyarım. Ama AKP binasını hiç ziyaret etmediğimi ve üyelik başvurusunda bulunmadığımı biliyorum.
BİLGİ İSTEMİ VE İTİRAZ
Yasal haklarım saklı kalmak üzere, şimdi aracılığınızla AKP Genel Başkanı'ndan bilgi istiyorum. Bu sahte kayıt işlemini kimler tarafından yaptırmıştır? Siyasi haklara açıkca saldırı olan bu skandalın sorumluları için ne işlem yapacaksınız? Milyonlarca üyeniz olduğunu ilan ederek oluşturmak istediğiniz güç algısındaki diğer sahtecilikleri ne zaman sonlandıracaksınız.’’ dedi. (27.02.2015)